18 Mayıs 2015 Pazartesi

Bir turuncuyum, bir siyahım

Canım okur,
  İnsan içindeki öze, kabuğa yakın, vitaminli yere ulaşınca sakinleşiyor ister istemez. Dolayısıyla da bir sükunet çöküyor üzerine, insanın. Ondan kelli, iyice düşünüp sonra yazmak istiyor. e bu da yazılar arasına uzun zamanlar koyuyor.
  Deniz'le geçen seansımızın sonunda, bugünlerde içimde iktidar kavgası veren iki farklı 'ben' keşfettim. Ve ikisini de hemen resmettim. Altlarına bir kadın-bir erkek yazdım ama, bir huşu-bir kavga yazsam daha yerinde olurdu. Şimdi bu iki kadına yakından bir bakış atalım. İnceleyelim, sonra sık dokuruz.
Bir Huşu, Bir Kavga

KAVGA:
Siyahtır asıl adım.
'Kavga'yı arkadaşlar taktı, mahalleden.
Sertmişim çok, acımasızmışım, bir de gözü kara, ondan dediler böyle bana.
Ben doğduğum günü iyi hatırlarım.
Tam dokuz ay on gün tuttukları hapishaneden kurtulduğumda sonunda, sevinçten bir ağlayışım var, anlayana.
Babam hep, zeytin gözlü diye sevdi küçükken beni, net hatırımda.
Anam çok üzgündü, bi de o hep aklımın başucunda.
Bi gün bizim lojmanın çepersiz avlusunda, çuvallardan boşandı kitaplar, külleri karıştı bulutlara.
Sonra bir gün 6 yaşında, adı Kader olan küçük kader arkadaşımla, avuçları avuçlarımda, gittik emniyetin kapısına.
K... S..... burada mı diye sordum, kapıdaki polisten adama.
Bereket (ya da hayret) insan yerine koydu beni, anladı herhal babamı aradığımı,
'Yok' dedi, 'O şimdi Elazığ'da.'

HUŞU:
Benim adım huşu. 
Turuncu der kimileri bana.
Nirvana'nın merkez köylerindenim. 
Kimliğim yok, ne zaman doğduğumu bilmezim.
İçimden bir hisse göre de ölmezim.
Ne bir geçmiş, ne bir geleceğim, zamanda yolculuk edebilirim.
Çok konuşmam ve iyi dinlerim.

KAVGA:
Bizim oralarda olağan dışı haller vardı hep.
Mesela her tarafta polisler, panzerler.
Mesela özel timler. 
Ne bokuma yarayacaksa benim, timin özeli.
Bmx bisikletimin direksiyonuna asılı ekmek poşetiyle geçerken yanlarından, 
tüm dünyada hal o hal zannederdim.
Yani bir yandan insanlar ekmek banar yemeğin suyuna, bir yandan silahlar patlar, normal normal.

HUŞU:
Bedenim yok.
Param, mülküm, kıyafetlerim yok.
Olsun istemem zaten.
Bir tanecik özlemim var hayatta, o da içinde konakladığım kadına,
Huzur nasip olması, Hak katında.

KAVGA:
Kafam, öfke yakıtından mütevellit, iyi çalışır.
Kül yutmuyorum, bu beni canlı tutan yeteneğim,
Kötülüğe şaşırıyorum, işte bu da benim yumuşak karın yerim.
Öyle eğilip bükülmeyi bilmem, damardan girerim.
Beyaz beyazdır bende, kıralı gelse, şaşmam bildiğimden 
icabında söverim.

HUŞU:
..

KAVGA:
Ne zaman biri uyduruktan bir laf etse, suratının ortasına gömmek isterim.
Tahammül değerli bir yeti, niye boş boş ziyan edeyim!
Ayrıca, aptal insanlardan nefret ederim,
bir de devrimcilere çatal fırlatan müziklerden.

Hayatımın bir döneminde, 'en güzeli dağlarda yaşamak' diye düşünmüştüm.
Sadece yaşamak için yediğin, sahip olmadığın ama olduğun bir yeri düşlemiştim.

Hür olmaktan başka yok bir dileğim.

Bu yaşıma kadar kaşlarımın çatık olduğunu bilmezdim,
Aynalardan hoşlaşmam zira.
İnsan, saçını taramaya harcayacağı zamanla, bi kitap okur, bir tuğla koyar mücadelesinin duvarına,
haksız mıyım ama?

Soyadımın önündeki isimler, toprağa gömdüğümüz kasetler benim bu ülkeye aidiyetim.
Yani gizli bir gerçeği yaşamak.
Kimseler duymazken seni, azar azar yok olmak.
Kimseler görmezken seni, gümbür gümbür çoğalmak.
Kimseler bakmazken sana, ölümüne bilenmek, ölümüne birikmek!
Ve seni anlamayan o kimselerin huzurunda, 
öfkeni dinamitle patlatacak olmanın kaçınılmaz hafifliği,
ve bunun midene oturttuğu erken suçluluk duygusuyla, kalakalmak.


HUŞU:
Çok diller konuşurum ama en iyi bildiğim gözcedir.
Gözünün içine baktım mı birinin, saniyenin onda biri kadar kısa bir sürede,
Çözerim derdini, karşımdakinin.

Sanatla kendimden geçer, kendime giderim.
Sanat, yaradan demek, iyi bilirim..

KAVGA:
İtiraf etmem gerekirse, kırıp döktüğüm zaman gerzek konuşmalar yapan insanları, 
kalbimde bir cızı kalır.
Fakat kırılmış bir kalp uykudan uyanır, düşünür, sorgular, isyan eder.
Ondan sebeptir, vurma ihtiyacım.
Uyuyanları uyandırmak, sarsmak, ayıltmak, yürütmek, düşündürtmektir gerçeklikten anladığım.
Gerisi boştur, teferruattır.

HUŞU:
Mona Lisa'yım.
Gizliden üzülür, gizliden gülümserim.
Ellerimi kavuşturur önümde, sakince beklerim.

KAVGA:
Ben bir kişiyim, hiç kimse olmak isterim, sıradanlaşmak.

HUŞU:
Ben bir kişiyim, her kes olmak isterim, sıradanlaşmak.

dengelye,
d