1 Aralık 2016 Perşembe

Bugün kendin için ne yaptın?

Sevgili Koçum,
Dünkü iki saatlik seansımızdan sonra hayatım bir daha geri çevrilemeyecek biçimde değişti.
Reddedilme korkusunun beni nasıl da esir aldığını, esasında kendime karşı görevlerimi yerine getirmemekten duyduğum bilinç altı vicdan azabının, başka birinden 'red' aldığımda kanun hükmünde kararnameyle ve tez elden (hem de her gün yeniden kendini meşrulaştırarak) 'yetersizim' formunda yürürlüğe girdiğini şu ana kadar idrak edememiştim.
Yani, kendi kendimi tamamlamadan, başka birinden beni tamamlamasını beklediğimi, yani imkansızı başarmaya çalıştığımı fark ettim.
Bugün kendin için ne yaptın?
Örneğin 
*okumadığım kitapların
*söylemediğim şarkıların
*aramadığım arkadaşlarımın
*yapmadığım bahar temizliğinin
*atmadığım eskilerimin
*planlamadığım geleceğimin
*biriktirmediğim paralarımın
*dile getirmediğim sevgilerimin
*çocukça sitemlerimin
*yazmadığım blog yazılarının
*gezmediğim istanbul köşelerinin
*kazanamadığım kariyer başarılarının
*gösteremediğim sabrın vb,

bende yarattığı, 'eksiksin, burda yanlış giden bişeyler var' hissini, görüntü itibariyle hayatı 'tamam' birilerinin ilgisi, sevgisi, desteği veya onayıyla bütünlemeye çalıştığımı fark ettim. Yarebbim, ne kadar utanıyorum bir bilsen. Utancım bu salakça şeyleri yapmış olmamdan değil, bunu daha önce anlayamamış olmamdan.

Canım koçum,
Sen olmasan, bunları kendime bile itiraf edemezdim.
Sırat köprüsünde, bu dünyada ne yaptın derlerse, bir insanın kendi hayatını geri çevrilemeyecek biçimde iyileştirmesine aracılık ettim dersin.
D