2 Eylül 2015 Çarşamba

Ben bir tuhafım

Selam okur,
Bu sabah, terasın maalesef kapanacak olan çatısını çakacak ustaları bekler iken evde, 
temiz sayfası kalmamış cep ajandamı bir gözden geçirmeye karar verdim, atmadan önce. 
Bir sayfasına, tuhaflıklarımı, bana bile tuhaf gelen yanlarımı listelemişim, hem de kıpkırmızı bir kalemle! 
Alarm verir gibi yani kırmızı bir sesle! :) 

Şimdi ben bunları aşağıda yazıyorum, kağıdın da bir fotoğrafını çekecem ki el yazımın tuhaflığını da görün. Hatta en iyisi ondan başlayayım.
Hatta listeye attığım başlığı kullanayım:

Kendimdeki En Gariplikler:

1. El yazım: Oldum olası, el yazımdan nefret etmişimdir. Yazıları büyük yazmaya çalışsam da küçücük kalır, bi de aceleci olduğumdan çoğu gariban harf yarımdır.

2. Aynı anda bin tane işi yapabileceğime inanmam: Bu konuya dair en mükemmel örnek, evde bir gün çorba karıştırırken eş zamanlı olarak sarımsak dövmeye çalışmamın trajikomedisidir. Deneyin bakın ne demek istediğimi çok anlayacaksınız. :)

3. Devamlı gülmek zorunda hissetmem: Bak bu içimden geliyor yüzde doksan ama yüzden onluk kısmı da ben zorlarım genelde. 

4. İnsanların devamlı gülmesi gerektiğini düşünmem: Bir insanın ağzı değilse bile gözleri gülsün isterim. Zombi gibi ya da halk arası tabirle mala bağlamış tiplere kanımın kaynaması için mucizevi şeyler olması gerekir. 

5. Herkesten her zaman enerjik olmalarını beklemem: Solmuş bir çiçek gibidir benim gözümde halsiz insan. Hangi suyu döksem, hangi vitamini versem kendine gelir diye otomatik matematikler yapmaya başlarım kafamda bu türün üyelerini gördüğümde.

6. Kendimi de her zaman enerjik olmak zorunda hissetmem: Can arkadaşım Edibe sağolsun Powerade ve Redbull gerçeğiyle tanıştırdı beni. Bundan sonra bitmeyen pil Duracell'im evelallah! :)

7. Devamlı küpemle oynamam: Bir kaç yıl önce, Kadıköy'de Yazı Cafe'de kalabalık bir grup halinde oturuyorduk. Soğuk bir gündü, tam tarihi hatırlamıyorum. Herkes birbirinin taklidini yaptı o gün. Sıra bana geldiğinde karşımdaki ekibin tümü küpeyle oynama hareketi yaptı. Şok olmuştum, 7 yaşında kulağım delindiği günden beri yapıyormuşum o hareketi meğer, o zaman farkettim. Nedenini de şimdi yazarken anladım ama boşverin, uzamasın.

8. Sesimi yüksek ve heyecan dolu kullanmam: Bu ise, hikayenin sonunda heyecan daha doğrusu 'hayret'i garantilemek için kullandığım bir yöntem bence. Devamlı Oscar konuşması yapar moddayım :)

9. Burnumun devamlı tıkanık olması: Küçükkene, Armut ağacından düşmüş olmam nedeniyle burnumun orta direği sağa kaykılmış vaziyette. Etkenlerden biri bu. Bir diğeri (yakın zamanda bir kitapta okudum), çocukların bulundukları ortamdaki negatif enerjiyi içeri çekmek istememeleri sonucu sinüzit olmalarına benzer bir etken: Negatif enerjiye hayır inisiyatifi!!!

10.İğrenç göründüğüme emin olmam :) Hayatta çok az şeyden bu kadar eminimdir. Gerçi bu kendini arama ya da kendini bulma ya da kendini kabullenme sürecinde epey bir değişime uğruyor bu yönüm.

11. Fotoğraf çektirmekten nefret etmem: Bakınız madde 10

12. Heyecan fışkıran yaratıcı fikirlerle dolu olmama rağmen bunların çok çok azını hayata geçiriyor olmam: Hatta hayata geçirdiklerimin pek azını nihayete erdirmem :) (Bir tür Hilkat garibesi çıkacak yazının sonunda :)

13. Boş kalmanın en büyük günah olduğunu düşünmem:  Zaman 'ziyan' edilmemeli diye düşünürüm. Ama bu da galiba değişiyor. En azından bu notu aldığım günden sonra değiştiği kesin.

14. Hep başkalarıyla dalga geçmem ama kendimle dalga geçilmesine bozulmam: Çok da tuhaf bişey değilmiş bu yazarken farkettim, hatta bu yönümü hemen değiştireyim, sürüden ayrılayım :)

15. Eleştiriye açık olmamam: Bunun sebenini yakın zamanda farkettim. Hayata bir kazan-kaybet vakası olarak bakıyor olmam, beni olaylar veya konuşmalarda da mağlup-galip belirlemesine zorluyordu. Şimdilerde ne mutlu bu da düzeliyor, kimse kimseyi yenmek zorunda değil ya, hepimizin kazanacağı bi formül bulalım :)

16. Akıl vermeden duramamam: Bu da en doğruyu ve en iyiyi bildiğime emin olmam şeklindeki başka bir tuhaflıkla bağlantılı. Allahım sen bu garipliklerden tez zamanda kurtar beni Yarebbimmm!!!!

17. Üzüntüye, üzülmeye tahammül edememem/ Nasıl üzülüneceğini bilememem: Yorumsuz

18. Toptan reddiyeci veya toptan kabulcü olmam: Bu da sanırım memleketimizin içinde bulundu hal ve ahval ile doğrudan alakalı.

19. Bir şeye takıldım mı kendimi artık kurtaramamam: Aynı şarkıyı sekiz yüz milyon kez dinleyen o kişi benim, evet.

20. Çok kolay bağımlı hale gelmeme rağmen bağlanmaktan ödümün kopması: Bu laneti ilk kırışım evlilik kararım, sonra 10 yıllık ev kredisi çekmemiz sonra da 24 ay taksitle telefon almam! Bağlanmafobi sana söylüyorum: Boşol, boşol, boşol.

21. Olurunu olmazını düşünmeden herkesi heryere çağırıyor olmam: Tarihin en uyuşmaz insanlarını aynı partide buluşturabilme kabiliyetim var benim :) Hepsini çok seviyorum ve hepsini sık sık görmek istiyorum ya, o akşam o fırsatı kaçıramam yani :)

22. Aşırı tez canlı olmam öte yandan aşırı ertelemeci ve uyuşuk olabilmem: İşte bu madde, denklemin benim için en çözülmez halkası. Bu kadar enerjik, en zor meselelerin bile bir an evvel hallolmasını isteyen ben, nasıl oluyor da en basit meseleler söz konusu olduğunda bu kadar üşenik olabiliyorum doktor??? Hele bana bi dê!

23. Gazeteleri saatlerce dip bucak ve kesintisiz okuyabilmeme rağmen, kitap okurken bin defa dikkatimin dağılması: Farkettim, bölümlere ayrılmamış kitap bana daral getiriyor. Long live newspapers!!!!

24. Hayal kurmada uçuşa geçebiliyor olmam: Misal bi gün, kağıt-plastik toplayan gençler-çocuklar için, tüm hisseleri onların üzerine olacak bir geri dönüşüm fabrikası kurmayı düşlüyorum, arabalarının tutacak demirlerindeki plastik çiçekler yerinde kalmak koşuluyla!

Evet, güzel okur;
Durum bu. 
özetle,
d


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder