22 Ocak 2022 Cumartesi

Arka Plandaki Bisiklet

 



Öğrencim Kr, dünyaca ünlü bir gazetenin Orta Doğu temsilcisi ve İstanbul büro şefi. Yamulmuyorsam üç yıldır benden ders alıyor. Çok nazik, hoş ve hoşsohbet bir insandır. Pandemiden önce The Marmara Taksim Otelinin giriş katındaki Kitchenette'te yapardık derslerimizi. Genelde son dakikada yetişir, kahvesini söyler, ders sırasında ayılır, bitiminde de kahvaltısını ederdi. Yani ben hem onu ayıltmış hem ona öğretmiş olurdum. 🙃Şu günlerde artık yüz yüze görüş(e)mesek de düzenimiz aynen anlattığım gibi devam ediyor. İşte bu ayıltma-öğretme pratiğinden mütevellit ikili dinamiğimizde enerji veren taraf genellikle ben oluyorum. Bu Çarşamba günü hariç. Niyesi aşağıda:

*

On gün süren covid karantinası, peşinden gelen long covid semptomları, zaten hiç hazzetmediğim kış mevsimi, uzun süreden beri seyahat edememiş olmak, çok severek yapmama rağmen çalışma rutininin fredinin kâbusu tadı vermeye başlaması bir de salı günü dudaklarımda bir değil tam üç tane uçuk çıkması  benim gibi iflah olmaz bir Pollyannanın bile enerji ve sabır stoklarını tüketmişti. 

*

Eskiden, görüştüğüm her insandan bir ilham alırdım. Örneğin kuzenim Y bir kukla atölyesine yazılmıştı bir ara, Edgar Ellen Poe'nun, Frida'nın filan kuklalarını yapıyordu o dönemde. Demek değildi ki ben de gidip o kursa yazılacağım ama onun heyecan ve coşkusu bana da ister istemez bulaşıyordu, bulaşmıştı. 

Bir dönem birlikte çalıştığım yaşam koçum Dn, ingilterede mastır yapmaya karar verdiğinde de aynı şey oldu. Akademinin, yüz yıl daha yaşasam kapısından bile geçmeyi istemememe rağmen, onun bu karârı, beni enterese eden meselelerde daha cesur adımlar atmam konusunda bana ilham olmuştu. Yaa, demek istediğim, her insanın kendini gerçekleştirme ya da özlediği yaşama yaklaşma sürecinde attığı adımlar bana da her zaman  iyi gelirdi, son dönemlere kadar.

Son zamanlarda insanlar sadece izledikleri filmlerden bahsediyorlar, gibime geliyor. Tabi pandeminin etkisi inkâr edilemez, çok uzun bir zaman dilimini evlerine kapanarak geçirmek zorunda kalanlar olarak haz kaynaklarımız haliyle sınırlandı. Çoğu insan için bir şeyler izlemekten ibaret hale geldi 'bir şeyler yapmak'. 

Belki işi online dizi platformlarının doğuşuna kadar götürebiliriz, yani bu 'bir şeyler izlemeyi' bir şeyler yapmaya eş tutma hali epey bir zamandır var.  Ama şu soruyu sormak zorundayım: sürekli film izlemek insanı pasifize eden bişey değil mi ya? Kimseyi incitmek istemem ama çoğunlukla yorucu geliyor film muhabbetleri bana, bazen de boğucu.

Okudukları ilginç ya da sıkıcı bir kitaptan, bir makaleden, bir yazıdan bir bilgiden bahsetsin diye hasretle bekliyorum insanlar, ya da bir gönüllü çalışmanın içerisinde yer almış olsunlar, politik bir girişimde bulunsunlar ya da ekonomik bir maceraya atılsınlar, bir kursa yazılsınlar, bir üretim yapsınlar, bir dil öğrensinler, bir şeyler öğretsinler, farklı bir yemek yapsınlar, vs.

*


Pollyanna, film izlemekten başka bişey yapmıyormuş gibi görünen insanlar ve Çarşamba günkü istisnanın ne alakası var peki? İşte tüm o bunaltıcı faktörlerin üzerine eş dost ve arkadaşlardan biraz enerji borçlanabilir miyim, geçici bir süre de olsa enerji veren değil de alan olsam ne güzel olur diye bakınınca etrafa gördüğüm manzara: binge watching.

Çarşamba sabahı da yine böyle hissetmeye devam ederek uyandık J ile saat beş kırk beşte(uyanma kısmı beraber, hissetme kısmı bana ait). O servise bindikten sonra dayanamayıp geri uyudum. Saat sekizde dersim vardı ama yediyi elli geçe telefonun alarmı çaldığında hâlen sonsuza dek uyuma arzusu ve ihtiyacı yerli yerinde duruyordu. Kr'e mesaj attım:

-5, 10 veya 15 dakika geç başlayabilir miyiz? 

-15 nasıl? 

-Süper!

Bizim, normalde uyuşuk, iki dakika önce uyanmış gibi görünen dolayısıyla bırak duş almayı dersten önce saçını taramaya zamanı olmayan Kr, belli ki çok erken uyanmıştı bu sefer, duşunu almış, sakal traşını olmuş yüzünde kocaman bir gülümsemeyle Skype ekranında belirivermişti. Galata'da oturan Kr'nin çalışma odası boğaza bakıyor, odanın cumbaya benzer çıkıntısında da bisikleti park halinde her seferinde.  Daha önce onlarca kez gördüğüm halde o altmış dakika boyunca ara ara baktım durdum bu kez bisikletine

gidecek yerleri var gibi duruyordu bisikletin, 

ve planları.

daha görmek istediği çok yer, 

kat etmeyi arzuladığı çok yol

kornasıyla selamlamak istediği çok çocuk,

ziliyle uyarmak istediği çok kedi,

kana kana içeceği çok suyu, 

acıkınca kocaman bir ısırık alacağı çok elması,

değiştireceği çok tekeri, onaracağı çok zinciri

atacağı çok teri, vereceği çok molası

ve daha harcayacağı çok enerjisi var(dı) bisikletin

2022'de de.

DSG

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder