21 Ekim 2015 Çarşamba

Yıldız Haritasıyla Sokakları Arşınlamak

Yeniden merhaba, okur!
Bu satırların yazıldığı an saat 07:22 ve günlerden yine bir Pazartesi. Venüs her zamankinden daha parlaktı bu sabah (ya da bu şafak mı demeli?) ben uyanıp perdeyi sola doğru sıyırdığımda. Kesin dedim, hava güzel olacak, çünkü Venüs bu kadar parlıyorsa gökte bulut yok demektir. Sonra,  servise binmeden önce J'ye el sallamak üzere balkona çıktım, yok hayır hava alabildiğine kapalıydı ve ikinci bir adıyla Sabah Yıldızı bulut katmanlarına inat ışıldamaktaydı. Bir süre bakıştık aramızda, içeri girdim sonra.
Venüs
Duvarları turuncuya boyalı ofisimizde, bastım ayaklı aydınlatmanın küçük lamba düğmesine, tık diye bi ses çıkardı, loş bir ışık yaymaya başladı. Android telefonumu elime aldım ve sıkışmış hissettiğim çoğu zaman yaptığım gibi TED konuşmalarından birini izlemeye başladım. Mucizelerle ilgili on altı dakikalık bir konuşma seyrettim. Mucize denen şeyin, algının farklı bir yöne kaymasından ibaret olduğundan; o algıya eşlik eden iradeden ve bu iradeyi yönlendiren bir akil iç sesten bahsediyordu, kadın.
Venüs'ün bana verdiği mesajı anlamıştım. Mektubunu aldım yıldızın, katladım, cebime koydum.
                                                                        **
Her çocuk gibi ve kimi zaman akşam karanlığında ekmek almaya çok gittim, ben de. Gidiş ve dönüş yolunda, kafamı yukarı kaldırıp, Büyük Ayı'ya hayranlıkla baktığımı çok net hatırlıyorum. Tavaya benzer bu yıldızlar kümesi benim fırın yolu arkadaşlarımdı. Sonraki uzun yıllar boyunca, nerede olursam olayım tavanın yönüne bakıp, ekmek almaya gittiğim o yol şu an nereye düşüyor diye hesaplama yapmaya çalışmışımdır.
                                                                       **
Sabırlı okur,
Karakterime, değerlerime, hayallerime yüz seksen derece ters olan mühendislik mesleğini bırakıp, free lance olarak Türkçe öğretmenliği yapmaya başladığımdan beri günlük hayatın seyri benim için çok yaratıcı ve sürprizli bir hal aldı. Her gün farklı bir semtte çalışmak (hatta bazen bir gün içinde farklı semtlere gitmek) algımı çok canlı tutuyor. Her saniye yeni bir şey fark ediyor, her an etrafımı gözlemliyor ve sık sık keşif yapıyorum.
                                                                    
Dersten çıkıyorum, sağ elimde hep kırmızı dosya çantam, gözlerim en uzak noktaya kilitli, huşu içerisinde  yürüyerek bir trans halini yaşıyorum. O an ruhum, beden teknemin burnuna yerleşiyor ve sağ elimi alnıma sıfırlayarak ve en uzağı seçmek istercesine, bir 'kara' arıyor, yanaşacak. 
'Burdan sağa' diyor bazen,
'Burdan düz devam et' diyor bazen de.
Beni çağıran sokaklar, çocuklar, hayvanlar, insanlar, köprüler, dükkanlar, yemekler, duygular ve gizemlere yöneliyorum direnmeksizin. Hayat o an büyük bir doğaçlama oyuna dönüşüyor. Başımın üzerinde, Büyük Ayı var hep sanki ve ilk kez arşınladığım o kaldırım, ilk defa saptığım o sokak, tümsek ve çukurlarını ezbere bildiğim o fırın yoluna dönüşüyor her seferinde.
                                                                     **
Venüs'e Dünyanın ikizi de diyorlar, hatta bir zamanlar üzerinde yaşam olduğuna dair efsaneler de var. Güneşe en yakın ikinci gezegen olmasına rağmen, en sıcak olan o. Tupturuncu fotoğraflar çıkıyor googledan aratınca adını. Kendi ekseni etrafında, Güneş Sistemindeki diğer tüm gezegenlerin aksi istikamette dönüyor ve Güneş etrafındaki dönüşünü 224.7 Dünya gününde tamamlıyor.

Sabah, neyin farkına varmamı istediğini, çok daha iyi anlıyorum diğer bir adıyla Tan Yıldızı'nın, şimdi. 

Sen, diyor, günlük hayatında,
  • kendi etrafında dönüyorsun ve fakat farklı bir istikamete gitme cesaretini gösterebiliyorsun.
  • güneşten ışık alıyorsun ve yüksek bir ısıya çevirebiliyorsun.
  • içinde organik bir navigasyon var ve bunu iyi kullanabiliyorsun.
  • üç yüz altmış beş günlük yılları ikiyiz yirmi dört nokta yedi günde yaşıyorsun, o yüzden takvimlere sığmıyorsun.
  • çok yukarılar ve çok uzaklar, çok yakın geliyor sana.
  • parlayana bakmaya doyamıyor ama parlamaktan ölümüne korkuyorsun.
  • erken düştüğünde yola  kendinle gurur duyuyorsun.
  • 'sabırsızlık ve tembellik bütün kusurların anasıdır' diyor Kafka, hak veriyorsun.
  • herkes uyurken, uyanık ve oksijeni bol olmak doping oluyor sana
ve diyor ki son olarak,
  • mucize beklemekten vazgeçmiyorsun ama o çok aradığın kayıp kenti bulmak istiyorsan bir gün eğer, güvenmen lazım içindeki pusulaya.
tüm yönleriyle,
d

2 yorum:

  1. Yıldızım, pusulam, hayran olduğum kadın takibindeyim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok, senin pusulanın kalibre edilmesi lazım Şegulum. Hayran olunan, takip edilen kişi sensin esas. On parmağında yirmi marifetli güzel dostum benim.

      Sil