6 Ekim 2014 Pazartesi

Ev Yapımı Batıl İnanç

9 Temmuz 2010, Evo Restaurant, Boston
Gözlerimin içine baktı, masanın altından uzanıp elimi elinin içine aldı ve avucuma bir yüzük bıraktı.
'D, benimle evlenir misin?'

Bu olaydan iki gün önce, HaJ'ın ablası, sağ elinin baş ve işaret parmakları arasında bir yüzük tutmuş, havaya kaldırmış ve bana, 'Bak, bu, anneanneminin evlilik yüzüğü, sonra da annem kullandı' demiş, ben pek oralı olmamıştım. Zaten evlilik kurumu ve fikri ile aram bozuk o zamanlar dolayısıyla onunla ilintili şeyler de itiyor beni, mıknatısın zıt kutupları gibi. E ama sonra ummadık yüzük avuca düşer böyle işte!

The open kitchen at EVOO.
Evo Restoranın içi. Biz bu kısımdaki masaların en başında oturuyorduk.
O tarihten bugüne 4 yıl 3 ay geçti. Yüzüğü, kırmızı kutusundan çıkarmadım, parmağıma takmadım. Çünkü bu yüzükte bir tür kötü enerji olduğuna inanıyordum. 'Anneanne, anne, abla filan diye giden bir başarısız evlilikler zinciri var' diye düşünüyor evliliğime zarar verir diye korkuyordum. Her sorduklarında, işte aile yadigarı o yüzden kıyamıyorum filan diye geçiştiriyordum, ki bu da doğruydu.  Aslında kendime ailt de hissetmiyordum, düşünsenize 100 yıllık yüzük, ya başına bişey gelirse!! 
Hasıl-ı kelam, kendi kendime, oturduğum yerden ev yapımı bir batıl inanç sahibi olmuştum. 


Teoride, hiç bir şeye inanmıyorum. Cin çarpar, Süleyman baba hortlar, cehennem şöyle sıcak filan, bunlara dair veriler beni ikna etmiş değil henüz. Ama bir kaç yıl önce nazara inanmaya başladım. O da şöyle oldu. Annemin bize aldığı caanım cam sürahi, balayından döndüğümüz hafta elimden kaydı,  yere çakıldı ve kelimenin tam anlamıyla tuzla buz oldu (ilerleyen aylarda dip bucak yaptığım temizliklerde tek tük de olsa parçalar bulmaya devam ettim). Hayatımda o tarihe kadar kırdığım en kelli felli şey o sürahiydi. Gel gör ki o yıl hem ben hem HaJ yirmiye yakın şey kırdık buna benzer şekilde. Bu arada söylemeyi unuttum, ilk olayın hemen ardından, eşimin annesinin bize getirdiği resmi duvara asıverdim :) 
MW13762.jpg
Tanrı bu evi ve bu eve girenleri korusun
Nazar mevzusu açıldığında 'Yok yok, nazar gerçek' diyenler kervanına böyle katıldım.
Halbuki pamuklara sardığım ilişkim ya da evliliğim halihazırda bir sürü badire atlattı ve bunların hiç birinde yüzük evin çatısı altında değildi (Ya da banka kasasından bile etkisini gösterebiliyormuş :)
Bugünlerde sık sık yaşadığım aydınlanma anlarından birinde ki geçen Salıya denk geliyor, bankaya gittim, kasayı açtım, yüzüğü çıkardım, parmağıma taktım!
Bu batıl inancı da geri dönüşümsüz biçimde, beynimin çöp kutusuna attım.
sevgilerle,
d

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder