20 Ekim 2014 Pazartesi

Kendi Reklamımızı Nasıl Yapıcaz?

Bergama'da 'Kızıl avlu' denilen muhteşem tapınağı gezmek üzere, çevrelenmiş alandan içeri girmeye çalışırken; küpe, çanta, rehber kitap vb turistik eşyalar satan bir adam fırlayıp önümüze atladı. 
-Biblolarımız çok ucuzdur (tipimizden ucuzcu olduğumuzu şıp diye anladı adam :)
-Saolun, gerçeğini bi gezelim de...
Red Basilica: Kızıl Avlu

'Adamlar (ya da kadınlar) nasıl yapmış bunu kaç bin sene önce' ve benzeri konuşmalar, gezmeler ve fotoğraf çekmeler sonunda çıkışa yöneldik. Adam telefonda! Ohhh kurtulduk. Bizi görünce, hararetle ilerleyen konuşmayı apar topar bitirmeye çalışıyor, karşı taraf uzatıyor ama belli, adımlarımızı gittikçe hızlandırıyoruz, tam bahçe kapısından çıkmak üzereyken  telefonu kapatıyor ve can havliyle bağırıyor arkamızdan:

-Şey bak, magnetler  yeni geldi!!!

Ekmeğin taze gelenini duydum, balığın yeni gelenini duydum, yeni gelen gazete de duydum, ama 'taze magnet' daha önce hiç duymamıştım.

Gülüp dalga geçerek uzaklaştık ya da topukladık desek daha doğru. Ama adamın bu pazarlama taktiğini takdir ettim. O an ben olsam nasıl satmaya çalışırdım diye aklımdan geçirdim. Şöyle yapardım;
Magnetler böyleydi
  • yahu biz de bu bibloları tezgaha koyduk ama, şimdi şurda gerçeği dururken insanlar niye bunu alsın dimi?
  • kapitalizmin gözü kör olsun, belediye ücretsiz rehber dağıtmıyo biz de böyle mecbur satıyoruz, maksat ihtiyaç görülsün
  • narlara para vermek istemezseniz bizim arka bahçe dolu, gidin koparın istediğiniz kadar
Böyle yani.
Satma kabiliyetim yoktur. Ama maalesef satış-pazarlama hayatın her alanında var.
Yeteneklerimi, tecrübelerimi, becerilerimi, potansiyelimi ya da karakterimin faydaya dönüşebilecek yanlarını 'pazarlamayı' beceremem.
Ama zaten ben bunu anne ve babamdan da duymadım, yani övgü sözlerini. Her şeyi yanlış yapıyordum, ya da eksik, hep bi komşu kızı vardı çok uslu ve çok akıllı ve çok çalışkan ve çok saygılı ve annesini hiç üzmeyen. 
Çocukluğumun bi döneminde şunu düşünmeye başladım; Altın getirsem elmas, elmas getirsem yakut, yakut getirsem zümrüt isteyecekler.
Benim takdirnameler filan hiç para etmezdi örneğin.
Sırf zayıf getirmedi diye kendisine lacivert külotlu çorap alınan bi arkadaşım vardı ilkokul 4'te, hatırladıkça koyar bana. Elalemin anne-babası nasıl da gaz verir kendi çocuğuna, nasıl da reklamlara bağlar her fırsatta...
-Bizim kız Koç'ta çalışıyor (sen CEO sanarsın ama çay ocağında çalışıyordur kız mesela. Ayrıca da şahsen çaycı olmayı CEO olmaya tercih ederim, ama mevzu onun kastetmeye çalıştığı şeyin gerçeği yansıtmaması)
-Benim oğlanın İngilizcesi süper valla o bilgisayar oyunlarındaki filan her şeyleri annıyo maşşallah!
-Oğlan iki üniversite bitirdi!
Bu sonuncuya hastayım. Yahu amca, sınava hazırlanıyorsun bir yıl, okuyorsun dört yıl, hele yabancı dili varsa beş yıl, tekrar üniversiteye gitmek için tekrar sınava giriyorsun o da artı bir yıl, dört yıl da okul süresi hele başka bir yabancı dil ise beş yıl yani iki üniversite bitirmek demek (zamanında mezun olmayı başarabilirsen) 10-12 yıl! E peki amca senin oğlan daha 25 yaşında?
Uzun lafın kısası, benim bu reklam meselesini öğrenmem gerek. Hani janjanlı müzikli renkli yalanlı olan türden reklam değil, bu diş hekimlerinin filan önerdiği cinsten var ya ondan. 
Diş hekimleri beni öneriyor :)

Peki, yere göğe sığmayanlar  ve yerin dibine saklananlar diye ikiye bölsek dünyayı siz hangi grupta konumlanmış olurdunuz? 
                                          ---o---

Bu hafta;

  • evde, ofis olarak kullandığımız odaya iki yeni kitaplık, bir de çalışma masası aldım, yerleştirdim. Süper oldu!
  • ilk defa Blue Moon (bira) denedim. Portakallı-kişnişli buğday birası. Akıllara zarar!
  • Halamdan esinlenerek, domestos yerine elma sirkesiyle evyeyi temizledim. Epey parlattı. :)
  • 2007'de açtığım, 2011'e kadar kullandığım maaş hesabını kapatma dilekçesi verdim (iyi haberi bekliyorum)
  • yepyeni bir banka hesabı açtım! Bereketli ola!
  • ilk defa eve çift sarılı yumurta aldım. Tadında bi numara yok ama görüntü harika. İki yumurta kırıyosun, dört tane sarısı var!
  • üzerindeki küf beneği görüntülerine aldırmadan, yeni bir tür mantar denedim. Kanlıca mantarı deniliyor sanırım. Tavsiye ederim.


Kanlıca Mantarı


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder