26 Eylül 2014 Cuma

Yarım Kalmış Geçmişi Tamamlamak

         Kariyer sitelerinin 'özgeçmişime uygun' ilanlarını silmekten bıktım demiştim ya istifa dilekçesinde. Elim değmişken o üyelikleri de temizleyeyim istedim. Zamanında ne ümit ve emeklerle hazırladığım sayfayı kapatmak için kariyer.net sitesine girdim, üye girişi yaptım. 'Size uygun ilanlar' listesine çarptı gözüm. Koç Universitesinde yurt görevlisi olmayı uygun görmüşler bana. Nasılım ama, beynim döndü. O an içimi bir alev kapladı sanki. Ya sen İngilizce mühendislik oku, on yıl tecrübe edin sonra websitesinin biri sana 'yurt görevlisi ol' desin!! 

bahariye gratiste satış danışmanı olacakmışım!

Hemen telefona sarıldım, üyelik iptali için siteyi araştırmaya bile sabrım yok, aradım, 9da geliyorlarmış işe, baktım saat 08:33. Daha önce iptal talebi için bir kaç defa email yazmıştım, posta kutusunu kontrol edeyim dedim, hakkaten cevap yazılmış. Bir link göndermişler, buna tıklayın silinir hesabınız gibisinden. Ne garip ya bazen çözüm önünüzde hazır duruyor ve siz bakma zahmetine bile girmiyorsunuz! Neyse tıkladım linke. "Hesabını silmek istediğine emin misin" diye soruyor... Ya sabır!



Büyük bir aşk ve istekle 'Evet' dedim. Nikah masasındaki 'Evet' duygumu anımsadım. Hastalıkta ve sağlıkta, iyi günde ve kötü günde, yoksullukta ve bollukta, ölüm son nefesimi alıncaya kadar   bu websitesini görmek-duymak-kullanmamaya 'Evet'!!

      Hasıl-ı kelam, hesabımı başarıyla sildim. Ama beynimdeki alevler sönmeyince buzdolabına sataştım. İçine değil dışına. Magnetlerle iliştirilmiş bi dolu banka mektubunu elime aldım. Garanti'den gelenin adres kısmına baktım Topselvi Mahallesi Kubilay Caddesi No 75 Kartal. O işyerinden ayrılalı olmuş üç yıl! Tabi aynı gün gidip şubeden sildirdim bu adresi. Ama bu iki olay beni bayağı düşündürdü.


Hayatımda, bittiğini sandığım ama hayaleti ortalarda dolaşan başka şeyler var mıydı? 

         Üniversiteden beri en yakın arkadaşlarımdan biri olan Dr ile (on yılın sonunda) politik bir tartışma sonunda birbirimizi kırdık.  Bir daha da onaramadık. Ama görüşmediğim konuşmadığım halde halen uzaktan uzağa bir gerilim hissederim. Dr her şeyi çok bilenlerdendi. Hatta en iyi bildiğini sananlardan. Anne babası ve iki kardeşi de ona ilah muamelesi yapınca bu 'sanı'sı pekişmiş oluyordu herhalde. Dolayısıyla eleştiri ya da itiraz kabul etmiyordu, duymazdan geliyordu, bir şekilde istediği şeyin harfi harfine istediği biçimde gerçekleşmesini sağlıyordu (gerçi bu, tipik bir kadın özelliğidir ama bu artık şahikası) Ben de, bir itirazda bulunsam dostluğumuz incinecek diye genelde onunla tartışmamaya çalışırdım. Onu aşırı seviyordum ve kaybetmek istemiyordum. Hayatımda, kardeşim Z'den sonra birlikte en çok güldüğüm insandı. Mezun olup eve döndükten sonra, eşi Er (doktor) İstanbul'a atansın diye kaç kez dua ettim bilmiyorum. Nihayet buraya geldiler. (Allah durup dururken dualarımı kabul etmezdi o zamanlar, bunda kesin bir iş vardı!) 
       Bir gün İzmit tarafinda bir yere gittik haftasonu için, gece kalmalı gezi. Çok sevdiğim başka bir arkadaşımın tesisine. Nefis bi yer, zifiri orman, dere çağıldıyor, bungalov evler var, ister trekking yap ister atv ister at bin... Ama beklentiler hayal kırıklığı yaratır ya, biz gittiğimizde de öyle odu. Hijyen boyutu iyi değildi (Türkiye'de nerde hijyen var gerçi). Dr devamlı söylendi, yahu bişeyi de beğen be arkadaş, vır vır vır.  Gece, yastık kılıfının üzerinde bir saç teli de bulunca artık zaten iyice dellendi. Ben susuyorum ama bu susuş lav biriktiren yanardağ susuşu. Eve dönerken bir siyasi tartışma başladı. Er direksiyonda, Dr yan koltukta, ben arkada. Konuyu anlatmayayım ama şey diyorlar 'ne var canım onlar da ikili oynasınlar, gerçek yüzlerini saklasınlar' Tabii hayata hep ilkeler üzerinden bakan biri olarak benim bunu kabul etmem mümkün değil. Dürüstlük konjonktürel olur mu Allahını seversen?? Yani işine geldiği zamanlarda.
           Zaten doluyum. Patladım. On yıldan sonra ilk defa patladım. Sesimi de bayağı yükselttim. Ve, o an için hakettikleri ama genel olarak haketmedikleri bir kelime kullandım. Sonra da hiç bir şey eskisi gibi olmadı. Artık görüşmüyoruz. Ama dediğim gibi sanki hayaleti etrafımda dolaşıyor. Bu yarım kalmış geçmişimden sadece bir örnek, açık konuşmam gerekirse. Bir filmin sonu anlaşılmayınca rahatsız olur ya insan, bir tür 'kapatma, tamamlama' ihtiyacı hisseder çünkü. Ya da ne bileyim belki de o yüzden insan sevmediği bir kitabı bile bitirmek ister.
         Mail kutuma 'Hesabınız silindi' mesajı gelince kafama dank etti işte böyle. Daha silmem gereken kaç tane üyeliğim var hayatta, kaç yarım kalmış arkadaşlık, düzgün bitirilmemiş ilişki...

Bu blog yazısını bitirip 'yayınla' tuşuna tıklamadan önce, yahoo mailimi açtım ve Dr'ye bir email yazdım. Ama websitesi üyeliklerini kapatmak gibi olmuyormuş çünkü kalın kabuk bağlamış bir yarayı kanattım. Sonu hayırlısı.

Dr merhaba,
Direk konuya gireyim.
Hayatımın dönüm noktalarından birindeyim. Daha doğrusu yol ayrımlarından birinde.
Kariyer ve karakter anlaminda yeni bir gelecek ve kimlik inşa etmeye çalışıyorum.
Bunu da cok sayıda gözlem yaparak; kararlar alarak ve kararları da hayata geçirerek yapmaya çaışıyorum. Ve şunu farkettim, tamamlayamadığım geçmiş beni ilerlemekten alıkoyuyor. Ve bu tamamlanmamıs geçmişte sen de varsın. İlerleyebilmem için bu hikayenin sonunu yazmam lazım.
............................
.......................
............
Bunları yazarken, belki hayatının zor bir doneminden geçiyorsundur ve okurken üzülürsün diye endişeleniyorum bir yandan da. Ama sadece bu değil. Gıda mühendisleri odasından da istifa ettim (aslında 3 yıl once işimden istifa ettim ama üyeliğim durduğu için geçmişimin o kısmı da yarımdı) sonra kariyer.net üyeliğimi de iptal ettirdim. Her gün, gönderdikleri mailleri silmekle uğraşıyordum. Bu, bitmemis hikayelerin hepsi bir araya gelince sırttaki yük artıyor ve yürümek imkansız hale geliyor.
Bana sadece, 'aldım, okudum' diye bir cevap yazsan yeterli. Yani bunların senin tarafindan bilinmesine ihtiyacim var o kadar. Daha fazla yıpratmak ya da onarmaya çalışmak değil kesinlikle amacım.
d

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder